hifu

Click to rate this post!
[Total: 2 Average: 5]

İlk olarak 1940’lı yıllarda merkezi sinir sisteminde bulunan tümörleri tedavi etmek amacıyla kullanılan Hifu tedavisi, günümüzde ameliyatsız cilt sıkılaştırma ve gençleştirme yöntemlerinden biri.

Halk arasında genellikle fokuslu ultrason olarak kullanılan Hifu tekniği, cildin hacim kazanması ve yaşlanma etkilerinin geri döndürülmesi için sıklıkla tercih edilir. Bununla birlikte; prostat, karaciğer, dalak, beyin, meme ve böbreklerdeki kötü huylu tümörleri  yok etmede de başarılıdır.

Hifu Tedavisi Nedir?

Ameliyatsız yüz germe olarak bilinen Hifu’nun açılımı “High Intensity Focus Ultrasound” şeklindedir, bu nedenle uygulama “Yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason” adıyla da ifade edilir.

Cilt sıkılaştırma ve gençleştirme amacıyla dünya genelinde yaygın olarak kullanılan Hifu teknolojisi, benzer amaçla uygulanan cerrahi operasyonlara kıyasla ameliyat gerektirmez. Özellikle yüz ve boyun gerdirme işlemlerinde kullanılır ve yöntemin temeli ses dalgalarına dayanır. Doğrudan deformite bulunan doku içine etki eden, hastaya yüksek konfor sunan Hifu tedavisi güvenilir bir yöntemdir ve doku içindeki farklı katmanların tedavi edilmesini sağlar. En önemli özelliği ise hassas hedeflemeye izin vererek farklı ciltler ile doku katmanlarına etki etmesidir. Bu sayede kişide deformasyonun bulunduğu bölgeye uygun şekilde ayarlanabilir ve ihtiyacı en iyi şekilde karşılayabilir.

İletişime Geç


Hifu Tedavisi Hangi Bölgelere Uygulanır?

Cildin farklı noktalarında gevşemeler ile sarkmaları tedavi eden Hifu tekniği, özellikle 30-65 yaş arasında bireylere uygulanır. Bu tekniği genellikle kadınlar tercih ediyor olsa da erkeklere uygulanmasında da herhangi bir sıkıntı yoktur.

Bölgesel yağlanma, sarkma ve cilt gevşekliği yaşayan herkes Hifu için uygun adaylardır. Başlıca uygulama alanları ise boyun, çene altı ve dekolte bölgesidir.

Bunun yanı sıra; Hifu tedavisi normal elastikiyetini ve formunu kaybeden diğer vücut bölgelerine de uygulanabilir. Örneğin; kol, bacak gibi yaşla birlikte sarkmaların meydana geldiği alanlar Hifu ile tedavi edilebilir.

Ek olarak; yüz şeklinin toparlanması, yüz genelinde ve gıdı bölgesinde oluşan sarkık görüntünün giderilmesi, yaşlanmanın başlıca etkilerinden kırışıklıkların ortadan kaldırılması amacıyla yaygın olarak kullanılır.

Kaş kaldırma ve gözenek daraltma gibi gençleştirici uygulamalarda da fokuslu ultrasona başvurulabilir.

hifu

Hifu Tekniği Nasıl Uygulanır?

Fokuslu ultrason, veya diğer adıyla Hifu yönteminde öncelikle hasta fizik muayeneden geçirilir ve hangi bölgelerde nasıl bir tedavinin gerekli olduğu belirlenir. Bu sırada kişi kas ve bağ dokularındaki sarkma boyutu ile doku gerginlikleri göz önünde bulundurulur. Tedaviye uygun olan alanların belirlenmesinden sonra süreç planlanır.

Hifu için uygun olan bölümler uygulamadan önce her türlü makyaj ve kirden arındırılır, daha sonra bölge üzerine kayganlaştırıcı jel sürülür. İşlem alanı işaretlenir ve hasta kısa bir süre bekletildikten sonra cilt işleme hazır hale gelmiş olur. Yaklaşık 30-45 dakika süren Hifu tedavisi sırasında, özel bir başlık sorunlu bölge üzerinde gezdirilerek hasarlı dokuları yüksek sıcaklığa maruz bırakır. Kullanılan yüksek ısı enerjisi sayesinde bölgedeki kolajen üretimi tetiklenir ve dokular ile liflerdeki onarım mekanizmaları aktifleştirilir. Bu sayede cilt gerilerek daha sıkı bir hale getirilir. Tedavi için genellikle tek seans yeterlidir fakat kimi durumlarda uygulamadan 6 ay sonra yeni bir seans gerekebilir.

İşlemin başarılı olması için uygulamada kullanılan başlığın bölgeye özel seçilmesi önemlidir. Örneğin; derinin ince olduğu kaş ve göz çevresinde 1,5 mm’lik; el, yanak, dekolte, çene, karın ve kol gibi orta kalınlıklı deri üzerinde 3 mm’lik; boyun ve bacak gibi deri kalınlığının fazla olduğu bölgelerde ise 4,5 mm’lik başlıklar tercih edilebilir. Bu aşamada başlık ve vektör seçimi hekim kontrolünde yapılır, kişinin ihtiyacına uygun şekilde ayarlanır. Böylece deri deformasyonlarının en etkili şekilde ortadan kaldırılması hedeflenir.

Hifu tedavisinin en önemli özelliği ise hassas hedeflemeye izin vererek farklı ciltler ile doku katmanlarına etki etmesidir.

Tedavi Sonrası İyileşme

Hifu sonrası ciltte hafif şiddetle kızarıklıklar meydana gelebilir ve bu tip şikayetler nemlendirici veya maske uygulamalarıyla ortadan kaldırılır. Hifu tedavisi ciddi bir reaksiyona sebebiyet vermez ve işlem sonrasında hasta günlük hayatına kaldığı yerden devam edebilir. Ancak özellikle görünür bölgelerde güneşe çıkmadan önce yüksek faktörlü güneş koruyucuların kullanılması son derece önemlidir. İşlem yüze uygulandıysa hastanın sırt üstü uyuması ve işlemden en az 24 saat sonra makyaj yapması tavsiye edilir. İşlemin etkileri ise uygulamadan 2-4 hafta sonra ortaya çıkar ve 3. aydan sonra kalıcı hale gelir. Bu kalıcılık hastadan hastaya değişiklik gösterir fakat genellikle 1-2 yıl boyunca gözlemlenir.

Hifu Tedavisinin Faydaları ve Yan Etkileri

Hifu tedavisi yüksek başarı oranı ile bilinen bir yöntemdir ve ameliyat gerektirmemesi, yüksek etki göstermesi gibi avantajları nedeniyle tercih edilir. Fokus Ultrason tekniğinin öne çıkan faydaları ise şu şekilde sıralanır:

  • Hastaya ayakta tedavi imkanı sunar, kısa sürede tamamlanır.
  • Uygulama sonrası kişi aynı gün içinde iş hayatına geri dönebilir.
  • Ameliyat gerektirmediğinden kan kaybı ve benzeri sorunlara neden olmaz.
  • Dikiş gerektirmez, iyileşme süresi hızlı ve kolaydır.
  • Cildin farklı katmanlarına etki ederek sorunlu yapıyı ortadan kaldırır.
  • Radyasyon barındırmaz ve hastayı radyasyon yan etkilerine maruz bırakmaz.
  • Gereken durumlarda yeniden tekrarlanmasında sakınca yoktur.
  • Benzer amaçla uygulanan diğer yöntemlere göre çok daha az yan etki verir.
  • Doğrudan hedefe etki eder ve kişiselleştirilebilir.
  • İşlemden sonra kızarıklık, yara veya iz gibi şikayetler oluşmaz.

Hifu Tedavisinin Faydaları ve Yan Etkileri

Hifu tekniği, doğrudan devletten FDA onayı almış olan ve dünya genelinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu tedavi sırasında kullanılan teknik aslında ultrason yöntemi olduğundan, kişiye herhangi bir zararı yoktur. Uzun süredir tıpta var olan ultrason tekniğinin yan etkisi bulunmadığından Hifu tedavisinde de yan etkiler minimaldir. İşlemden sonra hafif ödem oluşması dışında bariz bir şikayete neden olmaz ancak epilepsi hastaları, hamileler ve otoimmün hastalıkları olanlar bu tedavi için uygun hastalar değildir. Bu nedenle Hifu tedavisinde yüksek başarı oranı hedeflemek için öncelikle hekim seçiminin doğru olması ve uygun hasta grubunun uygulamaya tabii tutulması gerekir. Böylece uygulamanın riskleri minimuma indirilir ve işlemden maksimum fayda sağlanmış olur.

Bu makaleler bilgilendirme amaçlı yazılmıştır. İşlemin yapılıp yapılmadığını ve size uygun tedaviyi belirlemek için doktorunuzla görüşmeniz gerekmektedir.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

TOP